Önümüzdeki 20 yılda kalp yetersizliği hastalarının sayısı ikiye katlanabilir.
*
Kalp yetersizliği kronik ve ciddi bir hastalık olup, zamanında tedavi edilmezse hastaların hayatını tehlikeye sokabiliyor. Doğru tedavi yöntemleriyle hastalar sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürebiliyor.

* Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her yıl 12-18 Nisan tarihlerinde kutlanan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında İstanbul Başkent Üniversitesi Kalp Yetersizliğini ele alan bir seminer düzenledi.
* Kalp Yetersizliği Sağlık Seminerinde konuşan İstanbul Başkent Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Doç. Dr. Hakan Altay, hastalığı derinlemesine açıklarken, tedavinin mümkün olduğunun altını çizdi.

 

16 Nisan 2019, İstanbul Başkent Üniversitesi tarafından 12-18 Nisan Dünya Kalp Sağlığı Haftası kapsamında Kalp Yetersizliği Sağlık Semineri gerçekleştirildi. Kalp yetersizliğine dair bilinci artırmak ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi vermek amacıyla Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminerde Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı ve İstanbul Başkent Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalında görev yapan Doç. Dr. Hakan Altay hastalığın ciddiyetini öngörülen rakamlarla vurguladı.
Oldukça yaygın bir hastalık olan kalp yetersizliği, kalp performansının azalması sonucu, kalbin doku ve organlara gereken yeterli kanı iletememesiyle ortaya çıkıyor. Hastalığın başlıca belirtileri arasında yatarken ve egzersiz sırasında nefes darlığı, bacaklarda ödem veya çabuk yorulma gibi semptomlar yer alıyor. Öksürük, iştahsızlık, çarpıntı, gece sık idrara çıkma ve yorgunluk gibi diğer belirtiler de kalp yetersizliğinin habercisi olabilir.

Kalp yetersizliğinin ekonomik külfeti yüksek

Hayat kalitesinde bozulmaya yol açan kalp yetersizliği, kronik bir hastalık olup, hastalar hastaneye yatışı gerektiren durumlarla karşılaşılabiliyor. Tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilen bu hastalığın tedavisinde, pahalı cihazlara ve çoklu ilaç tedavi yöntemlerine gereksinim duyuluyor. Ayrıca sık hastane yatışları nedeniyle hastalık, hastalar, hasta yakınları ve sağlık sektörü için ciddi ekonomik külfetlere yol açabiliyor. Önümüzdeki 20 yıl içinde kalp yetersizliği hastalarının sayısının iki katına çıkacağını öngörülürken Dr. Hakan Altay, sıkı bir takip ve doğru tedaviyle hastalığın kontrol altına alınmasının mümkün olduğunu belirtti.
Kalp yetersizliği tedavisinde önemli adımlar atıldığını vurgulayan Altay: “Bu tedavilerin ülkemizde yaygın ve eşit biçimde herkes tarafından kullanılabilmesi için dernek olarak çalışmalar yapıyoruz. Tedavide hedeflerimiz ölümü ve hastane yatışlarını engellemek kadar hastaların egzersiz kapasitesini ve hayat kalitesini yükseltmeye çalışmak olmalı. Doğru zamanda doğru tedaviye başlamak hastaların hayat kalitesini yükseltmede çok önemli rol oynuyor.” dedi.

 

Yorumları GösterYorumu Kapat

Gönder